KEMALIZM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KEMALIZM

Son Nefesimize Dek
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kemalizm İdeolojisi - Prof. Dr. İsmet GİRİTLİ (1)

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ILKE_ENGIN
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Mesaj Sayısı : 97
Kayıt tarihi : 16/12/08

Kemalizm İdeolojisi - Prof. Dr. İsmet GİRİTLİ (1) Empty
MesajKonu: Kemalizm İdeolojisi - Prof. Dr. İsmet GİRİTLİ (1)   Kemalizm İdeolojisi - Prof. Dr. İsmet GİRİTLİ (1) Icon_minitimePerş. Ara. 18, 2008 11:06 am

''Kemalizm Tam Bağımsızlık demektir''

******'ün 100. Doğum Yıldönümünde "******çülük-Kemalizm" in bir ideoloji olarak oluşturulması ve ideolojik arayış içinde bulunan toplumumuzun ve gençlerimizin ulusal bir ideoloji etrafında birleştirilerek, Türkiye'ye ve Kemalizm'e düşman çevrelerin ideolojik tuzaklarına düşmekten kurtarılması büyük önem taşımaktadır. Öteden beri, kanaatimiz şudur ki, ******'ün 100. Doğum Yıldönümü dolayısı ile yapılacak çalışmaların ve masrafların gerisinde, ilerisi için bize kalacak en anlamlı ve hatta tek anlamlı eser, Kemalist İdeolojinin oluşturularak Türk Toplumunun ve kuşaklarının istifadesine sunulması ve Kemalizm sadece mazide yaşanmış parlak bir "Tarihsel Olay" değil, Türk Toplumunun tüm sorunlarının çözümünde kullanılacak ve geleceğe dönük sürekli bir dinamizm olduğunun ve bunun Ulusal Egemenlik, Milliyetçilik, Laiklik, Pragmatik Akılcılık gibi ilkelere sahip bulunan bir "Ulusal Modernleşme" ideolojisi olduğunun anlatılmasıdır.

Öyle ise, hareket noktası olacak baş sorun "İdeoloji" deyiminden ne anlaşılması gerektiğidir.

"İdeoloji" deyiminin ilk defa Fransız Devrimi esnasında ortaya atıldığını ve 1796'da Destutt de Tracy tarafından kullanıldığını görüyoruz. Çağımızın ünlü Fransız siyaset bilimcisi ve Anayasa, Hukuku Profesörü Maurice Duverger'in vurguladığı gibi, ideolojiler, fikir, düşünce ve inanç sistemleridir. İdeoloji deyiminin 1796'dan bu yana kullanıldığı 200 yıla yakın bir süre zarfında açık-saçık bir muhteva taşıdığı söylenemez. Bununla birlikte ideolojinin felsefeden ziyade, bir düşünce tarzı olduğu ve politikayı değil, siyasal aksiyonun programını oluşturduğu konusunda genel bir mutabakat vardır.

Böyle olunca da Kemalizm'in ulusal modernleşmenin inanç sistemi ve aksiyon programı olmak yönünden bir ideoloji olduğu ortaya çıkar.

İdeolojiden çok söz eden ve üç ciltlik bir "Alman İdeolojisi" adlı eseri kaleme alan Karl Marx'ın bile ideolojiden neyi kasdettiğini ve herşeyden önce, ideolojinin içeriliğinin ne olduğunu açıkça anlattığı söylenemez. Buna rağmen, Marksist olmayan yazarlar Marksizmi başlıca ideoloji örneği kabul ederler.

Marx'ın çok sık kullandığı ve fakat içeriliğini anlatıldığı ideolojinin toplumsal sınıfların eseri olduğu anlaşılmakta ve Marksistler ideolojileri sadece toplumsal sınıfların ifadesi olarak kabul etmektedirler.

Oysa, yine Prof. Duverger'in de vurguladığı gibi, çağımızda ideolojilerin gelişmelerinde sınıflardan başka daha birçok unsurlar yer alır. Meselâ; merkezileşme ve bürokrasi üzerindeki ideolojiler aynı sınıfın içindeki yönetenlerle yönetilenler arasındaki anlaşmazlıklar, merkezleşme aleyhindeki ideolojiler ise Başkent'e karşı Taşra'nın emellerini ortaya koyar, Kemalizm gibi, Milliyetçi ideolojiler özgürlük ve bağımsızlığı tehlikeye girmiş bir ülkenin sınıfsal değil, ulusal bir başkaldırsı neticesinde oluşmuştur.

İdeolojilerin toplum güçlerini yansıtmaları, ideolojilerde düşünürlerin ve sistem yaratıcılarının büyük bir etki yapmadığı anlamına gelmez. Marx olmasa idi, nasıl olsa yine bir Sosyalist İdeoloji olacak ve fakat aynı muhtevaya, nüfuz ve yayılma gücüne sahip bulunmayacaktır. Mustafa Kemal'de, Montosquieu Adam Smith, Karl Marx ve Victor Hugo gibi, kendi çağlarının ve toplumlarının haykırışlarını aksettiren "sesli yankılar" dır. Bunlar toplumsal güçlerin bir çeşit aletleri ve organlandır:

Kurdukları sistemler, sadece kafaların içinde kendiliğinden doğup dışarıya fışkırmaz, bu sistemlerin unsurları toplumdan gelir, onlar da toplumun ihtiyaçlarına tercüman olurlar. Fakat sistem ve ideoloji yaratıcıları sadece kaydedici aletler durumunda oldukları zannedilmemelidir.

Toplum onlara taş, kaya verir, onlar da, bu taşlarla ve kayaları yapıyı veya heykeli oluştururlar. Yani, görevleri bir mimarı ve heykeltıraşı andırır. Kişisel dehalarının etkisi ve sentez yapma yetenekleri çok önemlidir. Birçok ideolojiler, bunların dağınık unsurlarına, düzen verecek, bütün parçaları birbirine kuvvetle geçmiş bir sistem hâline koyacak birinci sınıf bir düşünürü bulamamış olmanın çok acısını çekmişlerdir. Faşizm ve Hristiyan Demokratlıkta bir Karl Marx'm olmaması bu ideolojilerin gelişimini oldukça güçleştirmiştir. Sistem ve ideoloji yaratanın ifade gücü, sentez yapma yeteneği kadar önemlidir. Mustafa Kemal ****** bu bakımdan da emsalsizdir.

İdeolojilerin, politik çatışmaların gelişiminde; bir yandan iktidarları ve muhalefetleri düzene sokup, sistemleştirmek, diğer taraftan anlamaya veya anlaşmazlığa değerler üzerinden bir itiraz niteliği vermek gibi niteliği vardır. İdeolojilerin her şeyden önce vatandaşların politik bilinçlerini geliştirmeye yaradığıi da inkâr edilemez.


II

1981 yılının ******'ün 100. Doğum Yıldönümü olması ve 12 Eylül Hareketi Yönetiminin çalışmalarına Kemalizm'I bir temel olarak kabul etmesi, Türk kamuoyunda "******çülük-Kemalizm" konusu üstündeki düşünce alışverişini giderek artırmıştır.

Kemalist düşüncenin oluşturulması bakımından bunu çok mutlu ve olumlu bir gelişme olarak karşılıyoruz.

Bu arada üstünde en çok durulan konulardan biri, Kemalizm'in bir ideoloji olup olmadığıdır. Kemalizm'in bir ideoloji olmadığını ileri sürenler genellikle ideolojilerin değişmez kalıplarıyla düşünmeyi gerektirdiği temelinden hareket etmektedirler.

Bu görüşü ileri sürenler, iki "siyaset bilimi" gerçeğini gözönünde tutmadan yola çııkmaktadırlar.

Bu gerçeklerden birisi, "ideoloji" kavramından çağımızda ve siyaset biliminde ne anlaşılmsı gerektiğidir. Prof. Maurice Duverger'in de vurguladığı ve bizim de yukarıda değindiğimiz gibi, ideolojiler düşünce ve inanç sistemleridir. İdeolojinin bir düşünce tarzı olduğu ve siyasal aksiyon programını oluşturduğu konusunda genel bir uzlaşma vardır. İdeolojik düşünmenin mutlaka değişmez kalıplarla düşünmek demek olmadığı, bu kısa tanımlardan bile ortaya çıkar.

Fakat, çağdaş siyaset biliminin ikinci ve asıl önemli gerçeği şudur: Günümüzde ünlü siyaset bilimcisi William Ebenstein'in de vurguladığı gibi; ideolojileri "Doğmatik - Totaliter" ve "Pragmatik - Demokratik" diye iki ana gruba ayırmak mümkündür.

Marksizm-Leninizm, sol'un, Nasyonal Sosyalizm ve Faşizm sağ'ın doğmatik ve totaliter ideolojileridir. Aralarında "Demokratik Sosyalizm" de bulunmak üzere, tüm çağdaş özgürlükçü rejimlerin, "Demokratik" olan ideolojilerinin temeli, "doğmatizm" değil, "Rasyonal Ampirizm" ya da "Pragmatizm" dir. "Mutlak" ve "değişmez" gerçekleri savunduğuna inanan "Doğmatizm'' e karşılık ''Pragmatizm'' mutlak gerçek yerine, ''deney''e yani akıl ve bilimin gözlem ve bulgularına dayanan ve dolayısıyla zaman içinde değişen gerçekleri de kabul eder.

Faşizm'in , ''liderin yanılmazlıığı'' ya da ''üstün ırk'' Marsizm-Leninizm'in ''sınıf'' ya da ''sınıf kavgası'' , ''Liberal Kapitalizm''in ''Görülmez el'' gibi değişmez ve dolayısile, "Doğmatik" kavramlara dayanmasına karşın, "Özgürlükçü Demokrasi" ideolojileri, politikasının temeli olarak akıl ve bilimin verilerine göre değişen gerçekleri ve kişiyi kabul eder.

Kemalizm; bir yandan akıl ve bilime dayandığı yani ''Pragmatik'' bir, nitelik taşıdığı, öte yandan ise, ''Ulusal Egemenlik" ilkesinden yola çıktığı ve özgürlükçü plüralist toplumun yaratılmasını öngördüğü için, "Pragmatik" ve "demokratik" ideolojiler arasında yer alır.

Bu nedenle, Kemalizm'in bir ideoloji olduğuna kuşku yoktur.

Kemalizm'in bir "Ulusal Modernleşme" ideolojisi olduğu ve pragmatizm, pozitivizm ve realizmi içeren bir plüralizm'e lâiklik, Ulusal Egemenliğin, siyasal ve sosyal temeli olan Halkçılık ve ekonomik görüşü yansıtan "ampirik devletçilik" gibi ilkelere ve mesajlara dayandığı ortadadır.

Son yıllarda, Japonya'nın Osaka Üniversitesi profesörlerinden Masakazu Yamazaki de yayınladığı bir makalede, modernleşmeyi, Marksizm Leninizm ve katı sağ kanat muhafazakarlılığı gibi katı ideolojilerden farklı bir "yaşam tarzı" anlamında yumuşak, plüralist ve esnek bir ideoloji olarak kabul etmiş ve bunun laiklik, pragmatik akılcılık ve ulusal çıkârları gözetmek gibi nitelikleri olduğunu söylemiştir.

Kemalizm'in bir ideoloji olduğu bilimsel gerçeği üstünde ısrar edişimizin pratik nedeni, yukarıda da vurguladığımız gibi; arayış içinde bulunan toplumun ve gençlerin ulusal bir ideoloji etrafında birleştirilerek Türkiye' ve Kemalizm'e düşman çevrelerin ideolojik tuzaklarına düşmekten kurtarılmasıdır.

Kemalizm, sadece geçmişte yaşanmış parlak bir "tarihsel olay" değil, Türk Toplumunun tüm soruınlarının çözümünde kullanılacak ve geleceğe dönük, sürekli bir yöntem ve dinamizmdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kemalizm İdeolojisi - Prof. Dr. İsmet GİRİTLİ (1)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kemalizm İdeolojisi - Prof. Dr. İsmet GİRİTLİ (2)
» Kemalizm İdeolojisi - Prof. Dr. İsmet GİRİTLİ (3)
» Kemalizm İdeolojisi - Prof. Dr. İsmet GİRİTLİ (4)
» Kemalizm Nedir ? -Ahmet Taner Kışlalı-
» Prof. Walter L. WRIHT Jr. - Almanya

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KEMALIZM :: Kemalizm :: Kemalizm Nedir ?-
Buraya geçin: